2 Aralık 2010 Perşembe

Ayşe Kız (Bölüm 4)

Günlerden Cuma Günüydü. Köyümüzde sonbahar hüküm sürmeye başlamış.. Mahsüller için ilkbahar'ı beklemeye koyulacaktık artık. Tarla'da işlerimiz kesik kesik ilerliyordu. Köyün delisi haşim peşime takılmıştı ve sürekli "Acı Dünya" diyordu. Neden bunu sürekli dilinden düşünmüyordu hep merak etmişimdir. Beni evime doğru yolcu etti. Eve girince evdeki sıcaklığı hissedince derin bir "ohh" çektim. Hava buz olmuştu artık. Bizim köyde hava çabuk soğurdu ve insanlar misafirleşmeye pek zaman bırakamazdı kışa doğru.
Ali'yle 2 gündür buluşamıyor, görüşemiyor ve ondan haber alamıyordum. Köy küçüktü ama çok dikkat çekerim diye korkuyordum da. Ali'yle ertesi gün öğle saatlerinde buluşma sözü verdim ve bizim o güzel çimenlik çayı'nda buluşacak. Ağacımızın altında hasret giderecektik.
Haydar Ağa'nın oğlu bilal bizim aramızı bozmak için elinden geleni ardına koymaz. Gerekli gereksiz Ali'yle sohbet kurup fitne sokmaya çalışırdı aramıza.. Ali'de bunu bildiğinden sohbetine katılmamaya özen göstermeye çalışırdı ama babasına borçluyuz ya eli mahkum dinleyecekti sohbetini. Ali yine de bildiğinden şaşmaz. Birbirimize olan güveni kaybetmezdik.
Birgün Jandarma'lar kapımızı çaldı. Köyün 50mt dışında bir kız çocuk cesedi bulunmuş. "Tecavüz" edildikten sonra öldürülmüş. Her köylüye tek tek bu olayı sorguluyorlarmış. Ağzım açık kaldı. "Kim böyle birşey yapabilir hangi cani ?" diye kendime sorar oldum. Karşı köy'ün ağasının kızıymış. Acaba kimin ne çıkarı olabilirdi ufacık kızdan ? Veya hangi sapık bu kıza dokunup kirletti ve sonra da öldürdü ? Bu olayın çok yakında aydınlanacağını söyledi jandarma ve herhangi bir bilgide kendilerine uğramamız söylendi. 
Bizim köyde genelde ilk bilgi haydar ağa'ya varır. Sonra bizler haber alırız. Televizyon gibi adam derler köyde ona. Televizyon'da bir tek onda vardır zaten. Köylünün işi olmazdı çalışmaktan ve BORÇ ödemekten başka birşey yapamıyordu. Ne bir sporla ilgili ne de başka bir şey köyümüze gelmemişti hiçbir zaman. Ağa'nın çıkarlarına karşıydı. Öğretmeni zor tutardı köyde. Okumuş insan uyanır , aydınlanır der. Kimsenin okumasını , spor yapmasını istemezdi. Sadece ırgatlık hoşuna giderdi ağa'nın. Köylü çalışsın çalışsın sonra varını yoğunu ağa'ya versin.  Ağa'da köylülere toprak mahsül vermedi mi de faizle borç versin. 

Annem birgün aniden ağa'nın kapısına dayanmış...

(Bölüm 5 Yakında)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder