22 Kasım 2010 Pazartesi

Hayat !

Gönüldeki duygular...

Saf, temiz ve iyi niyetli..

Ama bu duyguları kaç kişi anlar ? Ya da anlamaya çalışır ? Ya da anladığını sanır ?

Bence hiçbiri.

Hiçbiri ! Evet. Hiçbiri...

Sen başkasının dediğine nasıl emin olabilirsin ki ? İçine mi girdin yoksa söylediğine mi kandın ?

Sen kendini tam olarak bilirsin. Bilebilir ve Anlayabilirsin.

Başkası seni tam olarak ne kadar anlayabilir ? Gönlünden geçenlerin yüzde kaçını yaşamış olabilir ?

Hayat çizginden ne kadar sapmış olabilirsin ? Hiç düşündün mü ?

Düşünmeye çalışıp düşüncelerini yazıya dökebildin mi ?

Sen düşünebildiğin kadar, sevebildiğin kadar, anlayabildiğin kadar ve var olabildiğin kadar hayatta varsın.

Herşeyin başı kısmet. Kısmet olanı yaşarsın.

Sen busun. Evet sen busun. Sen olduğun gibisin. Olduğun gibi olmalısın.

Farklı, Özenti olmaya değil. Olduğun gibi olmaya çalışmalısın.

Sen sensin. Başkası sana bakacak... Seni sevecek diye ona uymak zorunda değilsin.

Seni bilen zaten bilir. Bilmeyenlerde öğrenmek zorunda, öğrenenlerde unutmak zorunda değildir.

Sen hep kendin olacak. Hayatına olabildiğince olumlu bakış açısı katmaya çalışacak. Hayatında hep artılar oluşturmaya çalışacaksın.

Oluşturabildiğin kadar kaliten, oluşturamadığın kadar cefan artar.

Kalite için artılar, cefa içinde eksiler lazım gelir hayatta.

Ama sen hayat arkadaşını, sevgilini , aşkını, eşini bulduğun anda.

İşte o zaman.

Hayata yeniden başlar ve yeniden doğarsın.

İşte o zaman.

Sevgin karşılıksız kalmaz ve sevda ateşinde yanmazsın.

Yanmayacaksın. Seveceksin ve Karşılığınıda Sevdiğin Kadar Alacaksın.

Bu yalan dünyada doğruların , hakikatlerin , gerçeklerin savunucusu olacak. Hayatında yalanlarla mücadele etmek durumunda kalacaksın.

Sen sen ol. Sen sen ol. Hayatta hep ayakta dur.

Ve..

HAYATA PAÇADAN DEĞİL ! YAKASINDAN YAPIŞ..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder